Hırsızlık suçu zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alınmasıdır. Yine hırsızlık suçu cezası Türk Ceza Kanununda belirtilmiştir. Aşağıda ilgili başlıkta bu husus ele alınmıştır. Türk Ceza kanunun bu şekilde tanımladığı hırsızlık suçunda korunan hukuki menfaat mülkiyet hakkı değil zilyetlik hakkıdır. Eskişehir Ceza Avukatı olarak zilyetlik hakkını daha net bir şekilde açıklamak gerekirse:Zilyetliğin tanımını Türk medeni kanununda bulmaktayız. Türk Medeni Kanunu madde 973/1 e göre: “Bir şey üzerinde fiili egemenliği bulunan kimse onun zilyedi sayılır.” Burada zilyetlik adı verilen hukuksal hakkın hukuka uygun veya hukuka aykırı şekilde kurulmuş olmasının bir önemi yoktur. Bunun sonucu olarak hırsızın çaldığı bir taşınır mal başka bir hırsızlık suçu faili tarafından çalınsa dahi aynı suç oluşmaktadır.
Zilyetliğin tanımını ise Türk medeni kanununda bulmaktayız. Türk Medeni Kanunu madde 973/1 e göre: “Bir şey üzerinde fiili egemenliği bulunan kimse onun zilyedi sayılır.”
Hırsızlık Suçu Cezası Nedir
Türk ceza kanunu hırsızlık suçunun cezasını “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” diyerek 1 yıl ile 3 yıl arasında olacağını hükme bağlamıştır. Eskişehir Ceza Avukatı Mahmut Rasul Uyanık bu suçun şüpheli/sanık veya mağduru konumunda bulunan müvekkillerine özverili bir şekilde hukuki koruma sağlamaktadır.
Abonelik esasına göre yararlanılabilecek elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi, karşılıksız yararlanma suçu kapsamında cezalandırılır. Bu husus Türk Ceza Kanunu madde 163/3 te düzenlenmiştir.
Önemle belirtmek gerekirse failin başkasına ait bir malı kendisine ait olduğunu sanarak alması, hırsızlık suçunu oluşturmaz. Çünkü kastı kaldıran esaslı bir yanılma vardır. Ancak paylı veya elbirliği ile malik olunan mallar üzerinde bu suç işlenebilir çünkü bu mallar tüm maliklerin ortak malıdır. Bu gibi küçük detayların dahi önem arz edebildiği teknik bilgi isteyen hususlarda Eskişehir Ceza Hukuku Avukatı na danışmanızı tavsiye ederiz.
Hırsızlık Suçu Nitelikli Halleri
Cezayı Artıran Haller
- Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
- Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
- Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,
- Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
- İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- (2) Suçun;
- Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
- Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
- Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
- Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle
- Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
- Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,
- Büyük veya küçük baş hayvan hakkında
- Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
- İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
- Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.[55]
- Hırsızlık suçu işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.
- Hırsızlık suçu işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
Belirtmek gerekir ki bu suçun cezayı artıran nitelikli halleri olduğu gibi cezayı azaltan nitelikli halleri de vardır.
Cezayı Azaltan Ve Kaldıran Olgular
- Suçun paylı veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde işlenmesi (TCK m. 144/1-a)
- Suçun bir hukuksal ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi (TCK m.144/1-b)
- Malın değerinin az olması (TCK m.145)
- Kullanma Hırsızlığı (TCK m.146) Açıklamak gerekir ki kullanma hırsızlığı hırsızlığa konu bir taşınır malın geçici süre kullanılıp zilyedine geri verilmek üzere alınmasıdır.
- Kullanma hırsızlığından söz edebilmek için aranan üç koşul vardır. Bunlar: 1-Mal geri verilmek niyetiyle alınmış olmalıdır. 2-Mal, kısa bir süre kullanıldıktan sonra zilyedine geri verilmiş veya onun kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakılmış olmalıdır. Terk edilen veya mağdurla ilgisi olmayan bir yere bırakılan mallarda kullanma hırsızlığı hükümleri uygulanmaz. 3-Malın başka bir suçta kullanılmaması gerekir.
- Hırsızlık suçunun kullanma hırsızlığı şeklinde işlenmesi durumunda şikayet üzerine verilecek ceza, yarı oranında indirilir.
- Zorunluluk halinde işlenen hırsızlık suçunda olayın özelliğine göre verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Madde 141 Gerekçesi
Madde metninde, hırsızlığın temel şekli tanımlanmıştır. Buna göre, taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Rızanın geçerli olması için bulunması gereken koşulların varlığı hâlinde zilyedin rızası bir hukuka uygunluk nedeni teşkil edecek ve suç oluşmayacaktır.
Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için, failin kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla hareket etmesi yeterli olup, bunun fiilen temini şart değildir. Bu yarar, maddî veya manevî olabilir.
Almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle gelmesidir. Bu tasarruf olanağı ortadan kaldırılınca suç da tamamlanır.
Maddenin ikinci fıkrasında, ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerji, taşınır mal sayılmıştır. Buna göre, elektrik enerjisi, gazlar, tabiî veya sun’i buharlar da hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilecektir.
Eskişehir Ceza Avukatı olarak belirtmekte yarar vardır ki madde gerekçeleri kanun ilk çıktığı zamanki haliyle kalmakta ancak kanun üzerinde çeşitli değişiklikler yapılmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasının gerekçesi buna örnek teşkil etmektedir.
Madde 142 Gerekçesi
Maddede, hırsızlık suçunun nitelikli şekilleri tanımlanmıştır. Bu nitelikli unsurlar, üç fıkra hâlinde tasnif edilmiştir.
Birinci Fıkra Gerekçesi
Birinci fıkranın (a) bendine göre; hırsızlık suçu, kime ait olursa olsun, kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında işlenmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.
Eşyanın kurum ve kuruluş veya ibadet yerine ait bulunması veya buralarda özel muhafaza altına alınmış olması koşulu aranmamış, görevlilerin veya ibadet edenlerin özel eşyası hakkında suçun işlenmesi hâlinde de bu nitelikli unsurun oluşacağı kabul edilmiştir.
Fıkranın (b) bendinde, hırsızlık suçunun herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi, suçun diğer bir nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır.
Bina veya etrafı çevrili eklentilerinde yapılan hırsızlığın cezası artırılırken bu gibi yerlere giriş şekline önem verilmemiştir. Tarlada tarım araçlarının korunması için yapılan kulübelerde işlenen hırsızlığın da madde hükmüne girmesi sağlanmıştır. Ancak bina tanımına girmeyen bir yerde, örneğin otomobilde bulunan eşya hakkında muhafaza altına alınma koşulu aranmış; böylece kapıları kilitli olmayan veya camları kapatılmamış bir otomobildeki eşyanın çalınması hâlinde nitelikli hırsızlık kabul edilmemiştir.
Fıkranın (c) bendi ile halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım araçlarında ve bunların belli kalkış ve varış yerlerinde yani istasyonlarda bulunan eşya korunmaktadır. Bu gibi eşyanın yolcu veya araç personeline ait bulunması, keza yolcu veya personelin beraberinde bulunması gerekli değildir. Kargo ile nakledilen veya araçtan indirilen yahut yüklenmek üzere hazırlanan eşya da bu kapsama alınmıştır. Eşyanın muhafaza altına alınmış olması koşulu aranmamıştır. Aracın türü önemli değilse de, umuma tahsis edilmiş olması zorunludur. Bir vasıtanın umuma tahsis edildiği, bir bedel karşılığında herkes tarafından kullanılabilir olması ile değil, belirli bir yöne giden yolcuları ve eşyayı nakletmesiyle anlaşılır.
Fıkranın (d) bendinde, hırsızlık suçunun bir afet veya genel bir felâketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında işlenmesi, bir nitelikli unsur olarak belirlenmiştir. Deprem, sel, su baskını, yangın ve savaş gibi afet veya genel felâketin sebebiyet verebileceği zararları önlemek, bu afet veya felaketlere maruz kalan insanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hazırlanmış olan eşya, bu bent kapsamına giren hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaktadır. Eşyanın bulunduğu yer önemli değildir; bunların bina içerisinde veya açıkta depolanmış olması mümkündür. Bunun gibi, eşyanın afet ve felâket bölgesine gittikten sonra ve henüz afetten zarar görenlere dağıtılmadan önce çalınması hâlinde de bent uygulanacaktır.
Fıkranın (e) bendinde, âdet veya tahsis ve kullanım gereği açığa bırakılmış olan eşya hakkında hırsızlık suçunun işlenmesi, bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir. Tarlalarda bırakılan tarım araçları, inşaat yerine yığılan malzeme, bu kapsama giren eşyaya örnek olarak gösterilebilir. Bunların çalınmalarında kolaylık bulunması, bu nitelikli hâlin kabulünde etken olmuştur.
Fıkranın (f) bendine göre, hırsızlık suçunun elektrik enerjisi hakkında işlenmesi, bir nitelikli hâli oluşturmaktadır. Suçun temadi hâlinde işlenmesi, bu nitelikli hâlin kabulünde etkili olmuştur.
İkinci Fıkra Gerekçesi
Maddenin ikinci fıkrasında, hırsızlık suçunun birinci fıkraya nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli şekilleri düzenlenmiştir.
İkinci fıkranın (a) bendine göre, hırsızlık suçunun kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanılarak işlenmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılmasını gerektirmektedir. Mağdurun trafik kazası geçirmiş olması, aklî veya bedensel bir hastalık veya sakatlıkla malul olması, malını koruyamayacak durumda olmasının örneklerini oluşturmaktadır. Hatta, bir yakınının ölüm haberini almış olmaktan doğan büyük bir üzüntünün neden olduğu bir panik hâlinin de aynı durumu doğurmuş bulunması olanaklıdır.
Kişinin örneğin geçirmiş bulunduğu kaza sonucunda ölmüş olmasından yararlanılarak üzerindeki veya yanındaki eşya hakkında hırsızlık suçunun işlenmiş olması da bu bent kapsamında mütalâa edilmiştir.
Bu bent hükmünün uygulanabilmesi için, kişinin malını koruyamayacak duruma fail tarafından getirilmemiş olması gerekir. Aksi takdirde, duruma göre, yağma suçunun veya bir başka suçu işlemek amacıyla kasten öldürme suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Fıkranın (b) bendinde, hırsızlığın elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel bir beceriyle işlenmesi hâli öngörülmüştür. Yankesicilik veya kişisel çeviklik ile işlenen hırsızlık hâlleri bendin kapsamına girdiği gibi, bir hayvanı alıştırmak suretiyle ve ondan yararlanılarak işlenen fiiller hakkında da bendin uygulanması sağlanmıştır. Bunun gibi, yoldan giden bir kimsenin çantasını kapıp kaçmak suretiyle işlenen hırsızlık da bu bent kapsamında mütalâa edilmiştir. Ancak, bu son hâlde, direncini kırma amacıyla kişiye karşı cebir kullanılmamalıdır. Aksi takdirde, yağma suçu oluşur.
Fıkranın (c) bendinde hırsızlık suçunun doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak işlenmesi, bir nitelikli unsur olarak belirlenmiştir. Kişinin içinde bulunduğu bazı durumlar, eşyası üzerindeki koruma ve gözetimini zayıflatabilir ve hatta ortadan kaldırabilir. Bu durumdan yararlanarak hırsızlık suçu kolaylıkla işlenebilir.
Fıkranın (d) bendinde, hırsızlık suçunun haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle işlenmesi, bir nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli hâl için önemli olan, hırsızlık suçunun kilit açmak suretiyle işlenmesidir. Kilit, haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle açılmış olabilir. Anahtar, hırsızlık veya yağma suretiyle de elde edilmiş olabilir. Bu durumda iki suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Kilidin, hırsızlığı işlemek veya çalınmış malı başka yere nakletmek amacı ile açılmış olması gerekir. Kilidin muhkem olması şart değildir. Anahtar veya diğer aletlerin, vasıtasız olarak açılması mümkün olmayan bir kilidi açmak için kullanılması lazımdır. Kilidi kırmadan açmaya yarayan her türlü araç, alet sayılır. Sahibinin kilidin üzerinde unuttuğu anahtar çevrilerek kilidin açılması suretiyle hırsızlığın işlenmesi ve çalınacak şeyin herhangi bir aletle yerinden sökülmesi hâllerinde bu bent uygulanmayacaktır.
Fıkranın (e) bendine göre; hırsızlık suçunun bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir nitelikli unsur oluşturmaktadır.
Fıkranın (f) bendinde bir nitelikli hâl olarak hırsızlık suçunun tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı hâlde resmî sıfat takınarak işlenmesi öngörülmüştür. Kişi, kendisini tanınmayacak hâle getirmekle, yakalanmasını önlemek ve böylece cezasız kalmasını sağlamak amacı gütmektedir. Keza, kişinin kamu görevlisi sıfatını takınması suretiyle hırsızlık suçu işlemesi hâlinde, bu sıfatın verdiği kolaylıktan yararlanması söz konusudur.
Eskişehir Ceza Avukatları bu suçun şüphelisi veya sanığı olan müvekkillerine hukuki destek vermektedir.
Fıkranın (g) bendine göre; hırsızlık suçunun barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçükbaş hayvan hakkında işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir nitelikli unsur oluşturmaktadır.
Üçüncü Fıkra Gerekçesi
Maddenin üçüncü fıkrasında, hırsızlık suçunun sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi, suçun temel şekline göre daha ağır cezayı gerektiren hâl olarak tanımlanmıştır. Ancak, hırsızlık suçunun bu nitelikli şeklinin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, hapis cezasının yanı sıra adlî para cezası öngörülmüştür. Çünkü, bu durumda hırsızlık suçunun işlenmesi suretiyle uğranılan zararın veya elde edilen yararın miktarını tam olarak belirlemek her zaman mümkün olamamaktadır.
Hırsızlık Suçu Yüksek Mahkeme Kararları
Y.2.C.D. E. 2015/2140 K. 2017/7849 K.T. 11.09.2017
HIRSIZLIK SUÇU Suça Konu Otomobilin Kontak Anahtarı Üzerinde ve Çalışır Vaziyette İken Sanık Tarafından Çalındığı – Bu Eylemin Basit Hırsızlık Suçunu Oluşturduğu – Suç Vasfının Nitelendirilmesinde Yanılgıya Düşülerek Nitelikli Hırsızlık Suçundan Hüküm Kurulduğu
SUÇUN GECE VAKTİ İSLENMESİ Şikayetçinin Dilekçesinde Belirtilen Saatte Olay Gerçekleşirken Sanığı Yakalayarak Otopark Görevlisinin Yanına Gittiğini Belirttiği – Tanığın İse Şikayetçi ve Sanığın Daha Erken Saatte Otoparka Geldiğini Beyan Ettiği – Suçun İşlendiği Saatin Net Olarak Tespit Edilmesinden Sonra Sanık Hakkında Suçun Gece Vakti İşlenmesi Hükmü Uygulanıp Uygulanmayacağının Tartışılması Gerektiği
Özeti: Suça konu otomobilin kontak anahtarı üzerinde ve çalışır vaziyette iken sanık tarafından çalınması şeklinde gerçekleşen eylemin basit hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek nitelikli hırsızlık suçundan uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini, Şikayetçinin dilekçesinde gece saatleri sıralarında olay gerçekleşirken sanığı yakalayarak otopark görevlisinin yanına gittiğini belirtmesi, tanığın ise şikayetçi ve sanığın ikindi sıralarında otoparka geldiğini beyan etmesi karşısında; suçun işlendiği saatin net olarak tespit edilmesinden sonra sanık hakkında suçun gece vakti işlenmesi hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekir.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Suça konu otomobilin kontak anahtarı üzerinde ve çalışır vaziyette iken sanık tarafından çalınması şeklinde gerçekleşen eylemin TCK’nın 141/1. maddesinde tanımlanan basit hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun’un 142/1-e maddesi gereğince uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
2- Şikayetçinin dilekçesinde saat 23:00-23:30 sıralarında olay gerçekleşirken sanığı yakalayarak otopark görevlisi …’in yanına gittiğini belirtmesi, tanık …’in ise şikayetçi ve sanığın saat 18:00 sıralarında otoparka geldiğini beyan etmesi karşısında; suçun işlendiği saatin net olarak tespit edilmesinden sonra sanık hakkında TCK’nın 143/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Y.2.C.D. E. 2014/20426 K. 2015/23602 K.T. 21.12.2015
NİTELİKLİ HIRSIZLIK SUÇU Sinyal Kesici Cihaz İle Aracın Kilitlenmesini Engelleyerek Aracın Bagajından Hırsızlığa Teşebbüs Eylemi – Suçun İşlendiği Tarihi İtibariyle Nitelikli Hırsızlık Suçunu Oluşturduğu
SİNYAL KESİCİ CİHAZ İLE ARACIN KİLİTLENMESİNİ ENGELLEYEREK BAGAJDAN HIRSIZLIĞA TEŞEBBÜS EYLEMİ Suçun İşlendiği Tarihi İtibariyle Nitelikli Hırsızlık Suçunu Oluşturduğu
Özeti: Sanığın jammer tabir edilen sinyal kesici cihaz ile aracın kilitlenmesini engelleyerek aracın bagajından hırsızlığa teşebbüs etmesi biçimindeki eylemi suçun işlendiği tarih itibariyle nitelikli hırsızlık suçunu oluşturmaktadır.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen kararın Avukat D..A..’a 07.02.2013 tarihinde tebliğ edildiği ancak adı geçen avukatla sanık arasında yargılama aşamasında müdafilik ilişkisi bulunmadığından tebliğin geçersiz olduğu, bu husus fark edilerek gerekçeli kararın sanığa 15.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, sanık müdafii Avukat A..Ş..an 21.03.2013 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlendiğinden tebliğnamedeki düşünceye katılınmamıştır.
Sanık hakkında 24.12.2012 tarihinde mahkûmiyet kararı verildiği, gerekçeli karar ve kısa kararın UYAP’ta kayıtlı olan şekli ile fiziki kısa karar arasında UYAP kesintisi nedeniyle farklılık oluştuğu görülerek bu hususta tutanak düzenlenip re’sen yeni bir celse açıldığı ve 21.03.2013 tarihli ek karar verildiği anlaşılmakla, 21.03.2013 tarihli ek kararın yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK’nın 38/A-5 maddesine göre elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edileceği, UYAP’ta kayıtlı elektronik imzalı 24/12/2012 tarihli kısa karar ile gerekçeli kararda tekerrür hükümlerinin uygulanmasına yer verilmediği belirlenerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanığın jammer tabir edilen sinyal kesici cihaz ile aracın kilitlenmesini engelleyerek aracın bagajından hırsızlığa teşebbüs etmesi biçimindeki eyleminin suçun işlendiği 08/06/2011 tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanun’un 142/2-d. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Eskişehir avukat Mahmut UYANIK saygıyla sunar.